(3) MEMUR MAZLUM BEY’İN ANILARI
- KAYBOLAN KAMYON -
Konu: M.M.
İlgi : Devletin bir kamyon malının
kaybolduğundan haberi olmayan ? Amirler!
-------------------------------------------------------------------------------------------------
“ Devletin malı deniz yemeyen domuz. ” der bir atasözümüz.. Ancak devletin malını onun yüksek ve özel amirleri, önce üçüncü şahıslara misliyle yedirirlerse, yedirirler işin raconu bu ama bu zorunlu bir racondur. Yoksa yedirmezler… Bu bir.. Ancak birde yeme tek olmaz, o zaman açık olabilirsin, hisseli kumpanyadır bu iş.. Aksi takdirde temiz toplum örneği olarak renkli medyada boy boy.. Sonra bu iş sağlam olur o zaman.. müteselsil yani zincirleme olacak, yani si yukardan aşağı ilgili ağalar hissesini alacak ki …. Sonra sana kimse dokunamasın .. Ucu ağalara uzandığı zaman ihbar dilekçeleri kaybolur, üstünü örtmek için çareler bulunur.. Mesala .. Neyse mazluma sormadan şimdilik bu kısmı yazmayalım..
Bu paylaşım şekillerini bastıran ise, az doğru düşününce failleri anlaşılan gülermisin ağlarmısın türü olaylardır, işte örneği……
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Malum sözde konsey (mazlumun çalıştığı işyerindeki amirler), mutlu günler, aylar geçiriyordu. Bütün işler yolunda sadece gelen hediyelere! İnsanın gücü yetmez.. ye ye bitmez.. Mazlum o sıralar muhasebe kısmında çalışmaktaydı. Günlerden bir gün koridorların, gel-git’lerin havası değişti. Diğer memurlar aralarında heyecanlı ancak fısılıtıyla konuşmaktaydılar.. Mazlum da haliyle çok geçmeden fısıltı konusunu öğrenmişti;
Olay şundan ibaretti, birden fazla sabıkalı hırsız Kanuni ÇAM, nakliyeci firma tarafından sıfır sabıka dürüst şöför olarak, çoktan demode olmuş enkaz bir kamyonla yollanmış, gene bir devlet kuruluşuna bir kamyon tepesine kadar dolu mal yüklemiş hatta çıkarken görevli memur, sen bu enkaz kamyonla bu malı nasıl götüreceksin diye sorduğunda o da; “ Allah Kerim’dir, benim adımda Selim’dir. “ demiş ve kapıdan çıkmış, basmıştır kamyonun gazına ..
Bu anlatılan olayın ilginç tarafı da şu idi; Bir tesadüf eseri !? o gün hemen hemen ayni saatlerde, Müdür ve yardımcısı, üstelik makam arabası dururken resmi olarak özel bir taksi kiralamışlar şöförlüğünü de kendileri yaparak ayni vilayete ilgili şirketleri ziyarete görevli olarak yola çıkmışlardı. Bu yolda çok iyi görevler yaptıkları anlayanlarca çok takdir edilecekti, çoook..
Aradan 21 gün geçmişti. Kamyon ilgili devlet kuruluşuna gitmemişti. Mallardan kimsenin haberi yoktu. “ KAMYON KAYBOLMUŞTU AMA KİMSENİN HABERİ YOKTU. “ İlgili amir kamyonun ulaşıp ulaşmadığını teyit etmemiş, telefonla, faksla sormamıştı. Ayni yolda görevde olan yüksek amirler, ziyarete gittikleri söylenen şirket malın gittiği devlet kuruluşuyla kapı komşusu olduğu halde .. halde.. Hal ve gidiş 10 puan yıldızlı olsun !.. Olayın ortaya çıkması müşteri devlet kuruluşunun siparişlerimizi bir ay oldu yollamadınız, artık malı öncelikle şu özel şirketlere vermenin yanında bizimkileri de yollayın diye araması üzerine olmuştu. Alt amirler soğuk duş yaşamışlar, renkleri biraz sararmıştı..
Kanuni ÇAM, bilhassa Devlet Kuruluşlarından yüklediği malları, Organize Çeteler için çalıştığından, gönül rahatlığıyla talimat yerine aktaran, sadece ikramiyeli yevmiye alan, profesyonel bir elemandı. Tabi bu profesyonelliği ilgili pek çok olayda mahkum olup, cezaevi şartlarında ekipleşerek sağlamıştı. Belgelerinde sabıka kaydı yoktur diyormuş ?!
Yüksek amirler o günlerde son derece pişkindiler. Bilhassa özel Müdür, o zor!
tesadüfe rağmen, olur böyle şeyler çaresine bakılır.. diye kasılarak geziyor..
Aradan birkaç ay geçtikten sonra her zaman memurların konuştukları hakkında istihbarat aldığı odacısına soruyormuş; Ne diyorlar, ne diyorlar?
Odacı: -- Şöyle diyorlar Müdürüm, ne kadar güçlü ne kadar derin bir Müdür, Savcı ifadesini bile almadı yada “zaten alamazdı” diyorlar Müdürüm…
BAS KAMYONUN GAZINA ..
16.08.2008 – M.KÖSE - SAMSUN ..
Not : “ Memur Mazlum Bey’in Anıları ” imkan bulursak dizi halinde devam edecektir.
Bir dahaki yazı, “ İpini çekme operasyonu (4)” olacaktır.