- BAŞA GELDİ OLMAZ İŞLER -
Konu : M.M.
İlgi : Milli Müdafaa için Yolsuzluklarla Mücadele .
------------------------------------------------------------------------------------------------
Mazlum daha doğrusu adıyla açıklarsam Mehmet MAZLUM bana anlatmıştı : Esasında büyük bir umut ve heyecanla uzun bir bekleyişten sonra girdiği devlet işine sarılmıştı. Yaptığı işi en iyi şekilde yapmak çabasıyla çalışıyordu. Ancak kader ağlarını örmekteydi. Mazluma birtakım amirlerince puan kaybettiren özellikleri vardı. Mazlum bir kere işçi kadrosunda girebilmişti bu devlet işine, onun kültürlü, bilgili olması her konuda görüş belirtebilmesi çevresindeki bazılarını rahatsız ediyordu. Bu bir.. Birde tipten kaybediyordu .. Mazlum boylu poslu, topluca kilolu, esmer, yakışıklı sayılabilecek yüz hatlarına sahipti. Koltuk dolduran bir tipe sahipti. Mazlum safcana takım elbise, kravat işe geldiğinde dışardan gelen pek çok kişi onunla karşılaştığında onu Müdür sanıyorlardı .. Ancak ne gezer ..
------------------------------------------------------------------------------------------------
Mazlum boş kaldığında ambar önlerindeki, bahçedeki çöpleri toplayarak mıntıka temizliği yapmakla meşguldü o sıralar. Asgari ücret alıyor ancak hiç sorun etmiyordu. Nede olsa esas işi önemli ve aksiyoner bir işti. Ancak işindeki titizliği, her hatayı bulup düzeltmesi yüksek amirini memnun etmemişti ki .. Müdür bir gün onu yanına çağırdı.. Sana başka bir görev vermeyi düşünüyorum .. Buyurun efendim dedi, Mazlum.. Şu sıra misafirhanede işler yoğun, sonra oradaki arkadaşı senin yerine alacağım, seni Misafirhane temizlikçisi olarak görevlendiriyorum, odaları, yatakları iyi temizle, işinde eksiğin olduğunu duymayım .. Mazlum sessizce dinlerken, Müdür yüksek sesle şöyle bağırmış ; Sakın bana diplomam var tahsilim var deme, çünkü onlar senin dosyanda yok, sen İşçisin .. Sadece bir işçi, anladın değilmi ..
İşte açıkcası Mazlum bu işi devamlı yapabilmesi geçmiş hayatı, çevresi, yapısı itibariyle çok zordu. Aşağılandığını hissetmişti, onuru kırılmıştı. Onun haklılığı, bu işin ve yapanlarla hiç ilgili değil, maksatlı olarak onu kahrettirmek için, Müdürlükte pek çok daha uygun kişi varken ona birde bu şekilde görev verilmesiydi. Mazlum üzülüyordu, istemeyerek bir müddet rapor aldı.
Kul sıkışınca Hızır yetişir ; Akla gelmeyen bir tesadüf oldu, Kurum ihtiyaç üzerine Kurum içi Memur sınavı açmıştı. Haber kuş olup raporlu Mazlum'a ulaştı. Umut tükenmez, mazlum kısa bir süre sonra olacak sınavlara hazırlanmaya başladı, sınava girdi, yüzlerce kişi arasından ilk sıralarda yüksek bir puan alarak sınavı kazanmıştı. Mazlum sonunda geçte olsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir memuru olmuştu. Artık işyerinde takım elbisesini, kıravatını görev gereği giyecekti. O sabah işe giderken şimdilerde rahmetlik olan annesi arkasından bakarken uzun süre sessiz sessiz ağlamıştı. Oğlu sonunda memur olmuştu, yüksek tahsili vardı, yıllarca dosdoğru işi olmayan çocuğunun şansı dönecek, iyi, yüksek mevkilere gelecekti.
Repo Krizi : Mazlum muhasebe servisinde memuriyetine başlamıştı. İş hayatı iyi gidiyor sayılırdı. Mazlum o sıralar yarı anlaşma yarı görücü usulü ailelerinde anlaşması üzerine evlendi. Artık ayrı bir ailesi de vardı. Muhasebede 3 memurdular, mazlum bir yıl kadar sonra işi de öğrendiği için haftalık olarak banka işlemleri takibine de bakmaya başlamıştı. Bir müddet sonra bir husus dikkatini çekti. Faizlerin, günlük faizlerin, repo faizlerinin çok yüksek olduğu yıllardı. Kurum hafta sonu nakit girişini, bankalara gelen paraları repo yaptırıyordu. Yalnız bir ayrıntı vardı. Repolar öğleden sonra 3-3,5 gibi yapılıyordu, ancak o saatte önemli bir miktar nakit hesaplara girmemiş yada geciktirilmiş oluyor, benzer sebeplerden repo miktarı düşük kalıyor, hafta sonu repo faizide düşük kalıyordu. O yıllar daha bilgisayara geçilmemişti. Mazlum bu konuya da el koydu, banka müdürlerini aramaya, kurum paralarının repo hesabında arttırılmasını sağlamaya başladı. Yukarda ki özel Müdür bir gün hışımla, hızlı adımlarla yanıma geldi daha doğrusu masaya dayandı .. Tıslayarak ..Sen repolarla çok ilgileniyormuşsun dedi .. Söylenerek çekip gitti ..
Alım Memuru Mazlum : Bir müddet sonra bölümüm değişti. Artık alım memuruydum, sık sık dışarı çıkıyordum, nakit avans alıyor, Müdürlük ihtiyacı ne varsa piyasadan satın alıyor, istediğim kadar dışarda kalıyordum, kimse sormuyordu. Amirlerimin adeta rahatlamış bir hali vardı. Üstelik daha önemli bir görevim daha vardı, ihalelerin büyük ihalelerin de teklif mektuplarını alıyor, komisyona teslim ediyordum. Piyasayı hepten daha iyi öğrenmeye başlamıştım.O günlerde, pek doğru bir iş yoktu doğrusu .. Amirim beni yanına çağırdı, şu dedi akaryakıt ihalesi yani kalorifer yakıtı, bir araştır, en uygun üç teklifi alda getir dedi .. Bu konuda bir ihaleye teklif almaya ilk kez çıkıyordum. Biraz araştırmayla sağlamdır denilen üç firmadan teklif aldım, kısım amirine teklif mektuplarını teslim ettim. Bir kaç gün sonra amirim, Müdür bey teklifleri yeterli bulmamış, seni yukarı çağırıyor dedi. Bilirimki o çok önemli bir sebep olmadan kimseyi yanına çağırmaz, yukarı çıktım. Hemen kısaca bana dedi ki filanca adrese git orada sana iki teklif mektubu daha verecekler, onları al gel dedi. Bu firma eskiden beri iş yaptıkları ve kurum arabalarının olsun kendi özel arabalarının olsun akaryakıtlarını aldıkları firmaydı zaten .. Tabi bu arada benim önceden getirdiğim zarfların içi okunmuş ona göre ayarlanımıştı .. Ancak buna pek gerek yoktu, çünkü diğer iki mektuptaki gelecek teklifteki iskonto oranlarını, normal firmalar veremiyorlardı .. Kaderin cilvesine bak ..
Gittim ve bu petrol şirketinden iki zarf daha aldım. Müdürlük, tesis, lojman ek binalarla büyük
bir yerleşim kapsadığı için büyük miktarda fuel oil yada akaryakıt tüketmekteydi. Beklendiği üzere ihaleyi ssonradan aldığım teklif mektubunun biri kazanmıştı. Çünkü soradan öğrendiğim üzere maliyet altı makul olmayan bir iskonto oranı söz konusuydu ..
Müdürlüğü kara duman kaplamış : Bir müddet sonra kış başlamıştı. Hiç unutmam 90 yataklı koca misafirhane içinde hemen hiç kimse kalmadığı halde tüm kalariferler cayır cayır 24 saat yanardı. Bir anlam veremezdim. Az kaldı anlayacağım, keşke keşke ... Kaloriferci söyleniyordu ..Sanki kömür yakıyoruz, kazanın içinden, kürek kürek, araba araba katılaşmış zift
çıkıyor, geçen senede normal değildi ama bu seneki, bıktım diyor, kalorifercinin el arabasıyla taşıdığı siyah artıklara baktım .. Yanındayım, şu bacaya baksana dedi, berabece bakmaya başladık, korkunç, siyah yoğun bir duman, rüzgarla savrula savrula her yanı kaplıyor ..
Aklıma geldi, ne demişti sonradan, ilk teklif aldığım petrol şirketinin yetkilisi, böyle iskonto olamaz, eğer böyle teklif veriyorlarsa, bunu fazlasıyla bir yerlerden çıkarıyorlardır, başka türlü olamaz.. HİLELİ AKARYAKIT ..
Makama çıktım, Müdürüm bu akaryakıtta doğal olmayan bir durum var en azından bir numune alıp laboratuara gönderip test ettirelim çünkü bunlar bize bunu en kaliteli akaryakıt olarak sattılar dedim . Duymamış gibi davrandı, yüzü sanki sinirden sararmıştı..
Ne bilebilirdim, arabalarının tüm benzinini bu firmanın benzin istasyonlarından bedava aldıklarını ve de ihale nakiti üzerinden önemli bir komisyonu cebe attığını .. Ancak hayat öğretiyor, keşke öğretmeseydi, fazla merak şu kadere bak .. Bu konu bir kaç yerde konuşulunca özel Müdür en sonunda patlamış; " Mazlum Delidir, hemde zır delidir, demiş .. Teneke verin şu ite oynasın .. "
Dünya'nın işi bu ya o Mazluma böyle diye dursun, zaten sık sık arızalanan, tamircileri sevindiren, kalorifer kazanı bir kaç gün sonra mesai saati içinde büyük bir gürültüyle patladı. Pek çok çalışan ve amir, ses ve sarsıntıdan dışarılara fırladı .. Bizim Milletin çoğu bomba patladı zannetmiş haliyle .. Hemen hepsi özel Müdürümle birlikte lojmanlarda kalan amirlerim, gerçek sebebi çoğu bildiği halde hiç bir şey yokmuş gibi çoluk çocuk, battaniyelere sarılarak, tir tir titreyerek kazanın tamirinin bitmesini beklediler. Her zaman habire ısı basılan ve sımsıcak olan lojmanlarda başka ısıtıcılarıda olmadığından, 10 günden fazla kış ortasında öyle yaşadılar. Çoğu hasta oldu..
ANLAYANA İNCE SAZ ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ ..
M.KÖSE - 03.08.2008- SAMSUN
Not : “ Memur Mazlum Bey’in Anıları ” imkan bulursak dizi halinde devam edecektir.
Bir dahaki yazı, “ İpini çekme operasyonu (3)” olacaktır.