anadolukardeşliği.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

anadolukardeşliği.


 
AnasayfaportailLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ***hikaye***‏

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
FAITH
moderatör

moderatör
FAITH


Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 45
Nerden : İstanbul
ittifaktaki konumun : İçişleri Bakanı
ittifakta oyuncu ismin : faith
Ruh hali : ***hikaye***‏ Uykum210
Tuttuğun takım : ***hikaye***‏ 1447
Kayıt tarihi : 25/07/08

***hikaye***‏ Empty
MesajKonu: ***hikaye***‏   ***hikaye***‏ Icon_minitimePerş. Ağus. 07, 2008 1:26 am

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.Meyveler sabırla olgunlaşırmış.Bir gün gözlerimin taa içine bak.Anlarsın Ölüler niçin yaşarmış.Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
İstanbul'da güneşli bir günün sabahında Topkapı Sarayı'nın avlusunda bulunan Has Oda'nın kapısı açıldı. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa'yı titreten, koca Akdeniz'i hâkimiyet altına alan Osmanlı Devleti'nin kudretli hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman'dan başkası değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.

O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. Aklına bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı.
Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi'yi aramaya koyuldu. Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.

Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.

Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî'nin hocasına yazdığı sual vardı. Kanunî şöyle diyordu hocasına:

Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?

Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:

Yarın Hakk'ın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://s15.bitefight.net/c.php?uid=91490
 
***hikaye***‏
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» LEGENDS OF JAZZ - 5 CD BOX‏
» Tarkan albumleri‏
» EDITH PIAF - LA VIE EN ROSE‏

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
anadolukardeşliği. :: Genel Kültür :: İnsan Olmak-
Buraya geçin: